Haber

Fidan Bacı sorar: Abdurrahman nerede?

Diyarbakır merkezli operasyonlarda gözaltına alınıp tutuklanan Mezopotamya Ajansı muhabiri Abdurrahman Gök, deprem bölgesinde yaptığı haberle gündeme geldi. Gök’ün Maraş’ın Pazarcık ilçesinde meydana gelen depremi haber verirken çektiği görüntülerle tanınan Fidan Fıstık, Evrensel yazarı Ceren Sözeri ile konuşurken ‘Abdurrahman’ı sordu.

Halkın Fidan Abla olarak tanıdığı depremzede, evinden çıkmaya korkarken Abdurrahman Gök tarafından bulundu. Gök’ün haberiyle gündem olan ‘Fidan Abla’, ardından gelen dayanışmayla travmalarını aşmaya çalışıyordu. Ceren Sözeri, “Abdurrahman bizi unuttu mu?” Fidan başlıklı yazısında Abla ve Gök’ün deprem bölgesindeki çalışmalarını şöyle anlattı:

“Bunları anlatırken tepeden Fidan Bacı çıkıyor. Abdurrahman Fidan’ı (Fidan Fıstık) bazılarınız hatırlarsınız. Depremin ilk günlerinde Pazarcık’ta zifiri karanlıkta dolaşırken gazeteci Abdurrahman Gök onunla karşılaştı. Yalnız kaldı. , evinden dışarı çıkmadı ve zamanı hep merak etti.Abdurrahman gelince ‘haydi!’ ‘Saat kaç?’ Sorar, sonra anlatmaya devam eder, yalnız kalmamak için süreyi uzatarak.20 Şubat’ta Abdurrahman Gök tekrar yanına giderek Hatay’daki 6.4 büyüklüğündeki depremde korkup korkmadığını sordu.Fidan Abdurrahman’ın bütün sorularını tek tek yanıtlıyordu. Anlamadıysa Kürtçe de konuşurdu. Hem onu ​​rahatlatmak hem de tatlı çadırların olduğu Cemevi’nin etrafından dolaşmaya ikna etmek içindi bu:

‘Abla Fidan herkes seni çok merak ediyor… Tamam hadi kendine iyi bak Fidan abla’

‘Saat kaç?…’

Abdurrahman Gök’ün Fidan Abla ile çektiği birçok haber görüntüsü var. Sonunda Abla Fidan evden çıkar ve komşularının olduğu bir yere gelir. Hatta Fidan Abla bu görüntüler sayesinde ünlendi. İlçeye gelenler Fidan Abla’yı bulup onunla fotoğraf çektirirlerdi. Fidan Abla’nın bir diğer özelliği de isimleri çok kolay unutması. Beş dakika sonra tekrar sorar, ‘Adın neydi?’ ‘Ceren’ Haa, tamam”. Ancak Fidan, Abdurrahman’ın adını unutmaz. Durup ‘Abdurrahman bizi unuttu mu? Hiç gelmiyor mu?’ Abdurrahman Gök ve kendisi gibi birçok gazetecinin gözaltına alındığını ve tutuklandığını Fidan Abla’ya söyleyemiyorlar:

‘Abdurrahman çalışıyor, işi var, gelemiyor, uzakta’

“Ne kadar uzakta, ne kadar uzakta, ne kadar gibi?”

‘Çok uzak, ta buradan pazara kadar’

Fidan abla artık evden çıktığına daha da güveniyor:

“E, yakındı!”

Abdurrahman’a gönülden çok yakındır. Kendisini çıplak olduğu halde ‘canlı bomba’ olduğu iddiasıyla vurulan üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’un öldürülme anını fotoğraflayan gazeteci olarak tanıyoruz. Kurkut’u öldüren polis cezasız kalırken Gök, 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezasına çarptırıldı. Yılmadı, yılmadı. Mahsa Jîna Amini, protestoların en hareketli olduğu dönemde motosikletiyle İran’ı gezdi ve anlattı. Depremde kesintisiz yayın yaptı. Şimdi ise 25 Nisan sabahı ‘Şafak Operasyonu’ adı verilen ‘seçim operasyonu’nda avukat arkadaşları, sanatçı arkadaşları ve meslektaşlarıyla birlikte gözaltına alındı. İki gün sonra tutuklandı. Abdurrahman’ın yanı sıra JinNews muhabiri Beritan Canözer, her haberde heyecanla şahit olduğumuz gazeteciler Mehmet Şah Oruç ve Remzi Akkaya’nın da bir gazetecinin sözleriyle “terör örgütüne üye olmak” iddiasıyla özgürlüklerinden yoksun bırakıldığı bildirildi. tanık. Temmuz ayında tutuklanan 16 Kürt gazeteciye dokuz, şimdi de dört gazeteci daha eklendi. Temmuz ayında tutuklananların iddianameleri 15 gün önce kabul edildi. Ancak dokuz ay sonra neyle suçlandıklarını öğrenebildiler. Yani sadece Temmuz ayından bu yana 29 gazeteci cezaevinde. Batı’da gazeteci örgütlerinin açıklamaları ve birkaç cılız tepki dışında ses yok. Acı ve kaygılarda ortak nokta olmayınca, gazeteciliğin doğusu ile batısı arasında duygusal kopukluk kaçınılmaz oluyor. Tunca öğren, Murat Baykara ve Ömer Çakan’ın sözleriyle ‘Coğrafya hem haber hem de kaderdir.’

Bir depremzede anlatıyor ‘Abdurrahman terapi gibi geldi, günlerce yanımızda kaldı, sesimizi duyurdu, umut verdi. Cengiz Topel adaylığını koyarsa muhtar seçilecek.’ Fidan Abla’nın gözü yolda, meslektaşları öfkeli… Seçim demek derdini burada dile getirecek gazetecinin yolundan gitmek demek, gazetecilik de o yolların kapanması riskiyle uğraşmak demek.

Bu yazı gazetede yayınlanınca Ankara merkezli yeni bir soruşturma başlatıldı. Dicle Fırat Gazeteciler Cemiyeti (DFG) Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, Mezopotamya Ajansı (MA) Editörü Sedat Yılmaz ve eşi Selma Yılmaz; İstanbul’da aralarında Filiz Yılmaz’ın da bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.

Gazetecilik suç değildir.” (HABER MERKEZİ)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu